Başkan Özdağlı: “Meriç suyunu sanayiye kaptırmayalım”
GÜNDEMMeriç Nehri’nden Çorlu ve Çerkezköy'de bulunan OSB’lere su taşıma projesinin netleştiğini söyleyen Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, “Nihai ÇED raporu yayınlandı ve artık proje son viraja girmiş durumda. Plan çok açık: Meriç Nehri’nin suyu, Trakya’nın tarımına ve hayvancılığına değil, Çorlu – Çerkezköy çevresindeki Organize Sanayi Bölgelerine taşınacak” dedi.
Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı yaptığı açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
“Uzunköprü – Çakmakköy yakınlarından alınacak su, yüzlerce kilometrelik hatla Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’dan geçirilerek, sanayi kullanımına ayrılacak dev arıtma tesisine ulaştırılacak.
Raporun resmî ifadeleriyle;
Meriç’ten saniyede 7,2 m³’ten fazla su çekilecek.
Su depolamak için Yeniköy, Kadriye ve Nadırlı'da 10 dönüm olmak üzere 3 yeni depolama göleti yapılacak.
Proje boyunca kil, kum ve kaya ocakları işletilecek.
Kırma, eleme, yıkama tesisleri ve beton santralleri kurulacak.
Tüm proje 2 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanacak.
Tüm bu süreç yaşanırken Trakya’nın büyük kısmında tarım yapılan ovalar hâlâ yetersiz sulama koşullarıyla ayakta durmaya çalışıyor.
Çakmak Barajı, Hamzadere ve yıllardır beklenen sulama kanalları…
Biz tarlalarımıza su ulaşsın diye umut ederken, aynı su şimdi sanayiye taşınmak üzere.
Özet çok nettir;
Trakya’nın tarımsal suyu OSB’lere verilecek, üretici göz göre göre susuz bırakılacak.
Bugün kimse bize “Meriç’te su çok, herkese yeter” demesin!
Yıllardır aynı suyla çeltik yetiştiren, hayvan sulayan, toprağını hayatta tutan üreticiler bunun doğru olmadığını zaten biliyor.
Meriç’in suyu olmadan bu bölgenin tarımı olmaz, hayvancılığı olmaz, gıda üretimi olmaz.
Daha ağır ve üzücü gerçekle yüzleşmek gerekiyor:
Meriç’in suyunu bizden alıp karşılığında Ergene’nin fabrikasyon atıklarını uzun vadede geri gönderecekler.
Bunun adı kalkınma değil, doğaya ve üreticiye vurulan en büyük darbedir.
Şimdi susarsak, yarın susuz kalırız.
Bugün Uzunköprü, Meriç, İpsala, Keşan ve Enez üreticileri sessiz kalırsa, önümüzdeki yıllarda sulu tarım yapan bir Trakya kalmayacak.
Çeltik üretimi çökerse bölgenin ekonomisi çöker.
Yeraltı suları çekilirse köyler kurur.
Gıda fiyatları yükselir, kırsal çöker, şehirler daha da fakirleşir.
Kimsenin “Bu su bizim hakkımız, biz üretiyoruz” deme lüksü yok artık.
Artık söylemek değil, harekete geçmek zamanı.
Çağrımız nettir, samimidir, gecikmeye tahammülü yoktur.
Köyler, kooperatifler, sulama birlikleri, üretici örgütleri, oda ve borsalar ortak dursun.
ÇED raporuna toplu görüş ve itirazlar sunulsun.
Bilimsel ve hukuki mücadele anında başlatılsın.
Bu konu siyaset üstüdür; ekmek, su, yaşam ve gelecek meselesidir.
Trakya’nın suyunu, toprağını, emeğini, tarımını savunmazsak, yarın çocuklarımıza savunacak bir gelecek bırakamayız.
Haydi Trakya, haydi üreticiler! Meriç’in suyuna sahip çıkalım.
Yıllardır gözü gibi toprağına bakan üreticiyi susuz bırakmaya izin vermeyelim.
Bu toprakların kaderini biz belirleyelim.
En kısa süre içinde ziraat odaları, ticaret odaları, çiftçi üretici örgütleri borsalar ve tüm üreticilerin bir araya gelip itiraz konularını derleyip, toparlayıp, Meriç’in suyu kesilmeden toplumsal hak arama mücadelesi başlatması gerekiyor.
Susmayalım ki susuz kalmayalım.
Bugün birlik olmazsak yarın üretim diye bir şey kalmaz.”
İlginizi Çekebilir