Tekirdağ
03 Ekim, 2025, Cuma
  • DOLAR
    41.28
  • EURO
    48.40
  • ALTIN
    4833.8
  • BIST
    10.486
  • BTC
    111424.04$

Bakan Tunç: Alıkoyduğunuz insan hakları savunucularını serbest bırakmanız gerekir

Bakan Tunç: Alıkoyduğunuz insan hakları savunucularını serbest bırakmanız gerekir
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Edirne’deki ‘İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı’nın açılışına katıldı. Burada konuşan Bakan Tunç, Küresel Sumud Filosu’nda alıkonulan aktivistlerin de serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu yıl Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu tarafından 4’üncü kez düzenlenen ‘İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı’nın açılışını yapmak için Edirne’ye geldi.

Kentte ilk olarak Edirne Valisi Yunus Sezer’i ziyaret eden Bakan Tunç, ardından Selimiye Camisi yanında kurulan fuar alanındaki açılışa katıldı. Bakan Tunç’un yanı sıra Vali Sezer ile AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Tuğan Sarıca, İşyurtları Kurumu Daire Başkanı Hüsnü Gezginci, kurumların temsilcileri ve vatandaşlar da açılışa katıldı.

‘BU YIL 4 İLİMİZDE FUAR DÜZENLENDİ’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin farklı noktalarında 54 cezaevinin iş yurdu müdürlüğünde hükümlülerin çalışmalarıyla ortaya çıkan ürünlerin 1 hafta boyunca sergilenip, satışa sunulacağını belirtti. Bakan Tunç, “İşyurdu müdürlüklerimizde bir yandan mesleki eğitimler veriliyor, meslek öğreniliyor ve bu meslekler öğrenilirken aynı zamanda üretim de yapılıyor. Bu üretilen ürünlerin tanıtılmasıyla ilgili de ülkemizin değişik yerlerinde fuarlar sergiliyoruz. Bu sene 4 ilimizde fuar düzenlendi. Kırıkkale, Van ve Ankara’dan sonra Edirne’mize geldik. Edirne’mizde bu yılki 4’üncü fuarımızı gerçekleştiriyoruz” dedi.

‘HUKUK DEVLETİNİN EN ÖNEMLİ AMACI, CEZA ADALETİNİ SAĞLAMAK’

Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin ıslahı ve topluma kazandırılmasını önemsediklerini dile getiren Bakan Tunç, “Ceza adaletinin amacı, toplumu suçtan korumak, suç işlenmesini önlemek. Ceza adaleti dediğimiz zaman tabii ki 3 aşamadan ibaret ceza adaleti. Hukuk devletinin en önemli amacı ceza adaletini sağlamak. Tabii ceza adaletini sağlarken de belirli aşamalar var. Bir fiilin suç olup olmadığını tespit etmek, ceza soruşturması dediğimiz kısım.

Soruşturma, suçlunun ve suçun, delillerin araştırılmasından sonraki aşama yargılama aşaması. Suçluya, şüpheliye cezayı tespit etmek ve gerekli cezai yaptırımı vermek, yargılama aşaması. Sonraki üçüncü aşama da tespit edilen suçlunun o yaptırımla maruz kalacağı aşama infaz aşaması. Yani infaz aşaması da ceza adaleti sistemini gerçekleştirebilmek için en önemli aşamalardan bir tanesi. Eğer infaz aşaması suçluyu topluma kazandırmıyorsa, onun tekrar tekrar suç işlemesini önlemiyorsa, onu ıslah etmiyorsa, ona meslek kazandırmıyorsa, o zaman ıslah amacı gerçekleşmez, infaz sisteminin amacı gerçekleşmez.

Dolayısıyla ceza adaleti de tam anlamıyla amacına ulaşmaz. O nedenle 3 amacı da önemsiyoruz. Soruşturma da önemli, kovuşturma da önemli ama infaz aşaması da en önemli aşamalardan. Çünkü suçluyu tespit ettiniz, ceza da verdiniz ama cezaevinde belli bir süre cezasını çekiyor. Tahliye olduktan sonra tekrar suç işliyorsa o zaman ceza adaletinin amacı olan toplumu suçtan koruma amacı gerçekleşmemiş olur.

O nedenle çok önemsediğimiz infaz aşamasının, önemli bir boyutu olan, suçlunun topluma kazandırılması ve ıslahıyla ilgili özellikle işyurtlarımızın faaliyetlerinin ve ortaya çıkan ürünlerinin sergilenmesi ve vatandaşlarımızla buluşturulması, vatandaşlarımızın bu kaliteli ve piyasaya çok uygun fiyatlardan sunulan bu ürünlerden faydalanması için bu fuarları gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

‘İNSANLIK DRAMI’

Gazze’deki insanlara yardım götürmek için yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nda, aralarında Türklerin de olduğu aktivistlerin durumunu değerlendiren Bakan Tunç, “Biz bu güzel çalışmaları yürütürken maalesef Filistin’de, Gazze’de insanlık dramı sürmeye devam ediyor. İsrail’in barbarca Küresel Sumud Filosu aktivistlerine karşı koyduğu tavır ve orada gerçekleştirdiği suç, bir insanlık suçu. İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de bir soykırım suçu işliyor.

Kadınları katletti, çocukları katletti ve insanlık suçunu işlemeye devam ediyor. Sadece son 2-2,5 yıldan bu yana değil, İsrail aslında Filistin topraklarını 100 yıldan bu yana işgal ederek ve orada bir soykırım politikasını yıllarca uygulamaya devam ediyor. 100 yıldan bu yana Filistinlileri topraklarından sürmek için bir politika izliyor. Birleşmiş Milletler’in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yüzlerce kararı var. İşgal ettikleri topraklardan çekilmesine yönelik Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun güvenlik konseyinin aldığı onlarca karar var ama bu kararlardan hiçbirisine uymayan bir devlet var.

7 Ekim’den bu yana da bir terör faaliyeti sürdüren, soykırım suçu işleyen bir yapıdan söz ediyoruz. İsrail’e devlet demekte zorlanıyoruz, adeta terör yapan bir yapıya dönüşmüş durumda. İşte maalesef insan haklarını savunan, oradaki çocuklara, oradaki mazlumlara yardım götürmek ve dünyaya oradaki insan hakları ihlallerinin gerçekleştiğini göstermek için dünyanın değişik ülkelerinden, 46 ülkeden 497 insan hakları savunucusu, Filistin savunucusu, çocuk hakları, kadın hakları savunucusu Sumud Filosu içerisinde 56 Türk’ümüz var ve onlara yaptığı muameleyi bütün dünya gördü.

Buradan sesleniyoruz; bir an önce orada alıkoyduğunuz insan hakları savunucularını serbest bırakmanız gerekir. Uluslararası hukuku ihlal ederek, insan haklarını ihlal ederek bugünlere kadar maalesef Filistin’de yaşayan insanlara büyük bir zulüm yaşattınız. Dünyanın gözü önünde soykırım suçu işlemeye devam ediyorsunuz” diye konuştu.

‘ULUSLARARASI KURULUŞLARIN ETKİSİZ OLDUĞUNU ÜZÜLEREK GÖRÜYORUZ’

Bakan Tunç, İsrail’in Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği için Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanmaya devam ettiğini belirterek, “Tabi orada alınan tedbir kararları maalesef bugüne kadar uygulamaya geçirilemedi. Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı soykırımın önlenmesi, insani yardımların engellenmemesi ve orada işlenen insanlık suçlarının artık sona erdirilmesiyle ilgili alınan tedbir kararları maalesef kağıt üstünde kaldı, o kararlar uygulanamadı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin önüne gelen öneriler maalesef veto edildi. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve soykırımcı, katliamcı arkadaşları hakkında alınan yakalama kararları, tutuklamaya yönelik kararlar maalesef hayata geçirilemedi. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de, Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı kararlar da etkisiz hale getirildi. İsrail’in bu tavrı maalesef hem uluslararası mekanizmaların etkisiz olduğunun, uluslararası hukukun adeta işlemediğini bütün dünyaya gösterdi. Bu dünya için, maalesef insanlık için çok önemli bir kayıp. Uluslararası kuruluşları etkisiz hale getiren İsrail’e karşı, insanlık vicdanı sokaklara taşıyor.

Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde bugün de yine Cuma namazı sonrası birçok ilimizde bunu görüyoruz. İsrail’e karşı insanlık vicdanı bunu kabul etmediğini, bu soykırımın sona ermesi noktasında meydanlara taşıyor. Ama uluslararası hukuku işletmekle görevli, uluslararası kuruluşlar, maalesef insanlığı temsil etmesi gereken, insanlığın sorunlarını çözmesi gereken bu uluslararası kuruluşların nasıl etkisiz olduğunu da üzülerek görüyoruz. İşte o nedenle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, her platformda, ‘Uluslararası hukuk işlemeli, insanlık suçlarının önlenmesi için, dünyada adaletin, hakkaniyetin sağlanması için dünyanın 5’ten büyük olduğunu göstermemiz lazım ve daha adil bir dünya mümkündür’ diyerek her platformda uluslararası sistemin bir revizyona tabi tutulması gerektiğini söylemeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler kürsüsünde de genel kurul toplantılarında da yine insanlığın sesi olduğunu, insanlığın vicdanını temsil ettiğini hepimize gösterdi” ifadelerini kullandı.

‘BİR GÜN İNSANLIK HUZURUNDA HESAP VERECEKLER’

Türkiye olarak dünya mazlumlarının yanında olmaya devam edeceklerini söyleyen Bakan Tunç, “Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, adaleti, hakkaniyeti, insan haklarını, Filistinli mazlumların, Gazzeli çocukların, kadınların haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bir an önce oradaki katliamların, soykırımların sona ermesi, bütün temennimiz ve desteklerimiz Filistinli kardeşlerimizle. Bir kez daha katliamcıları, payitaht Edirne’den, Selimiye’nin gölgesinden lanetliyorum ve bu soykırımın bir an önce durmasını temenni ediyorum.

Bu soykırım suçluları mutlaka bir gün insanlık huzurunda hesap verecekler, bundan hiç şüphemiz olmasın. Nasıl Bosna soykırımcıları yıllar sonra kurulan uluslararası mahkemede mahkum edilmiş ve zindana atılmışsa, gün gelecek İsrailli soykırımcılar, o teröristler, o insanlık huzurunda hesap vereceklerdir. İlahi adaletten de hiçbir zaman kaçmayacaklardır. Türkiye olarak her zaman mazlumun yanında, adaletin yanında, hakkaniyetin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

‘MESLEK SAHİBİ OLARAK ÇIKMALARINA İMKAN SAĞLIYORUZ’

Türkiye’nin tutuklu ve hükümlülerin eğitimi ve topluma kazandırılması noktasında birçok Avrupa ülkesine göre çok daha ileri konumda olduğunu dile getiren Bakan Tunç, “Ceza ve infaz kurumlarımızda hükümlülerin ıslahına yönelik eğitimlerinin yanında onların infaz sonrası yaşamlarında topluma kazandırılmaları, meslek ve sanat öğrenmeleri amacıyla İşyurtları kurumumuz önemli faaliyetler yapıyor. İşyurtları sistemiyle hükümlülere meslek edindirme çalışmalarını doğrudan üretim süreçleri içerisinde gerçekleştiriyoruz.

Mahkumların cezalarını çekerken üretime katılmalarını sağlayarak sorumluluk almalarını ve disiplin kazanmalarını önemsiyoruz. Bu yurtlarda çalışarak, yeniden suç işleme riskini azaltarak, topluma entegrasyonunu kolaylaştırıyoruz. Gelişen teknoloji ve üretim kapasite artışlarını takip ederek 200’den fazla meslek dalında iş kolu faaliyetleri sürdürülüyor. Farklı alanlarda mesleki eğitimler alarak hükümlüler, becerilerini geliştiriyorlar. Cezaevinden bir meslek sahibi olarak çıkmalarına imkan sağlıyoruz.

Çalışmak, bir iş yapıyor olmak, üretmek ve katkı sağlamak onların rehabilite olmalarına yardımcı oluyor. İşyurtlarında üretilen ürünlerin satışı, ülke ekonomisine de katkı sağlıyor. Buralarda çalışan mahkumlar, hem ailelerine, hem kendilerine de bir ekonomik destek sağlamış oluyorlar. Onlara asgari ücretin 3’te 1’i oranında ücret de ödeniyor. Önemli olan onların meslek kazanmaları ve bu mesleği tahliye olduktan sonra da toplum içerisinde uygulamaları ve bir daha suçtan uzak olmaları” diye konuştu.

‘TÜM AMACIMIZ, TOPLUMA KAZANDIRMAK’

Bakan Tunç, İşyurtlarının, üretimin hiç durmadığı birer fabrika gibi çalıştığını ifade ederek, “Adeta bir kamu iktisadi teşekkülü gibi buradan üretilen ürünlerin satışından elde edilen gelirler, genel bütçede işyurtları bütçesi olarak adalet hizmetlerine harcanıyor, adalet binaları yapılıyor ve adalet binalarımızın içerisindeki bütün mefruşat, mobilyadan perdesine kadar dışarıdan almıyoruz, hepsi kendi ürettiğimiz ürünlerle adliyelerimiz donatılıyor.

Genel bütçe içerisinde de yatırımlarımızın, adalet binalarımızın ve diğer hizmet binalarımızın yapımının 3’te 1’i iş yurtları bütçesinden elde edilen gelirlerle sağlanmış oluyor. Özellikle şunu söyleyebiliriz; iş yurtlarımız 1700 atölyenin, fabrikanın olduğu, 200’den fazla iş kolunun yer aldığı adeta birer üretim merkezi. 75 bin öğrencinin olduğu ve kurslarıyla, okullarıyla, adalet mesleki eğitim merkeziyle adeta birer eğitim merkezi. Tüm hedefimiz, cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluları topluma kazandırmak, suç işlenmesini azaltmak, onlar cezaevinden tahliye olduktan sonra bir daha suç işlemelerini önlemek ve dolayısıyla ceza adaleti sistemin amacını gerçekleştirmek” diye konuştu.

AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal da işyurtlarının hükümlü ve tutukluların meslek edinmeleri, rehabilite edilmeleri, ekonomiye katkı sağlamaları açısından ciddi önem arz ettiğini söyledi.

Edirne Valisi Yunus Sezer ise Selimiye Camisi gölgesinde çok önemli bir fuara ev sahipliği yaptıklarını belirterek, “Hükümlülerimizin, mahkumlarımızın ikinci bir şans olarak hayatlarında meslek edinmeleri ve edindikleri mesleklerin çıktılarını, ürünlerini sergileme adına da çok önemli bir fonksiyon icra ediyor bu el sanatları fuarı” dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Tunç ve beraberindekiler, hükümlü ve tutukluların el emeği ürünlerinin beğeniye sunulduğu, gıda, tekstil, mobilya, el sanatları ve hediyelik eşya gibi ürünlerin yer aldığı fuarı gezdi. Bu yıl Türkiye genelinde açılan 4’üncü fuar olan Edirne’deki etkinlikte, 54 Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü’nün katılımıyla hazırlanan ürünlerin yer aldığı 99 stant da bulunuyor.

İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı, Edirne’de 7 Ekim’e kadar açık olacak. (DHA)

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!